ğپ için öğrenci başarısını artırmanın etkileri

Belgin Elmas
Belgin Elmas
Arkasında bir not tahtası olan bir dizüstü bilgisayarın önünde ders veren bir kadın
Okuma zamanı: 5 dakikadır.

app'ın son raporu, "Yarınınızı İngilizce ile Nasıl Güçlendirirsiniz",eğitimciler için önemli çıkarımlar sunuyor. Raporda, artan İngilizce yeterliliğinin iyileştirilmiş ekonomik ve sosyal sonuçlarla ilişkili olduğu vurgulanıyor. Eğitim kurumları; üniversiteler, kolejler ve okullardaki öğrencilerin farklı ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli pedagojik yaklaşımlar ve öğretim yöntemleri kullanarak, öğrencileri mesleki başarıya hazırlamada çok önemli bir rol oynuyor. Ancak, raporun eğitimciler için önemli bir bulgusu da, öğrencilerin ne yazık ki bu daha iyi sonuçları elde etmek için gereken temel becerilere sahip olmadan öğrenimlerini tamamladıklarıdır.

Ayrıca, raporda belirtildiği gibi, çoğu öğrenci kariyerlerine devam ederken mesleki rollerinin gereksinimlerine yeterince hazırlıklı olma şansına sahip değildir. Bu durum, eğitimcilerin öğrencilerini gerçek dünya zorluklarına etkili bir şekilde hazırladıklarından emin olmak için öğretim ve değerlendirme yöntemlerini eleştirel bir şekilde değerlendirme sorumluluğunu vurgulamaktadır. Özellikle, akademik ve mesleki başarı için risklerin önemli ölçüde arttığı yükseköğretime geçişte bu sorumluluk daha da önem kazanmaktadır.

Raporun verileri beş ülkeden gelmekte olup, Türkiye bu ülkeler arasında yer almamakla birlikte, bulguların çoğu Türkiye'deki İngilizce dil eğitim sistemi için hala geçerlidir. Milli Eğitim Bakanlığı okullarında yabancı dil eğitiminin çoğu öğrenci için ikinci sınıfta başlaması ve bu sürece önemli miktarda zaman ve emek harcanması göz önüne alındığında, küresel dili öğrenmede daha iyi sonuçlar elde edilmesi beklenirdi.

Bu duruma neden olan birçok faktör sıralanabilir, ancak öncelikle eğitim sisteminde dilin nasıl tanımlandığı, öğretildiği ve değerlendirildiğine dair algıyı vurgulamak isterim. İngilizce dersleri genellikle okullarda “öğretilmesi gereken dersler” olarak ele alınmakta ve öğrencilerin yabancı dildeki becerilerini geliştirme yollarına odaklanmak yerine, müfredat “kapsanması gereken konular” ile doldurulmakta ve bu konular büyük ölçüde dilbilgisi ve kelime bilgisine yoğunlaşmaktadır.

Bu durum, değerlendirme uygulamalarına da yansımakta ve döngü esas olarak dilbilgisi ve kelime bilgisi yeterliliğinin öğretilmesi ve değerlendirilmesiyle devam etmektedir. app'ın raporundaki katılımcılar, dilbilgisi ve kelime öğretimine verilen ağır önemin ve hem sınıf içinde hem de dışında dili pratiğe dökmek için yeterli fırsatın olmamasının, iletişim becerilerinin eksikliğine katkıda bulunan üç ana faktör olduğunu belirtmektedir. Eğer bu soru Türk öğrencilere sorulsaydı, muhtemelen aynı üç ana nedeni alırdık. ğپ için burada çıkarılacak sonuç oldukça net: Öncelikle “bir dili bilmenin” ne anlama geldiğini yeniden gözden geçirmeli ve tanımımızı öğretim ve değerlendirme yöntemlerimizle uyumlu hale getirmeliyiz. Bir dili bilmenin, onunla iletişim kuramadıktan sonra ne faydası var?

Pratik yapmak için yeni fırsatlar gerekli

Öğrencilerin hedef dili hem sınıf içinde hem de sınıf dışında kullanma fırsatlarının eksikliğinin bir başka açık sonucu da mevcut. Öğretmenler sınıf söylemine hakim olmaktan kaçınmalı ve bunun yerine öğrencilerin dille aktif olarak ilgilenmeleri için fırsatlar yaratmalıdır. Bu bağlamda, ortak öğrenme engellerini tanımak çok önemlidir, çünkü bu engeller öğrencilerin dil becerilerini kurumsal ortamlarda, mesleki gelişimde ve yetişkin öğrenme ortamlarında etkili bir şekilde uygulama becerilerini önemli ölçüde engelleyebilir. Özellikle Türkiye'de olduğu gibi yabancı dil bağlamında, hedef dillerini günlük yaşamlarında pratik yapma fırsatı olmayan öğrenciler için bu daha da önem kazanmaktadır.

Farklı öğrenme stillerini anlamak, öğretmenlerin görsel, kinestetik veya işitsel öğrenme tercihlerini barındıran katılım stratejileri tasarlamasına ve böylece bireysel öğrencilerin sınırlamalarını ve özel ihtiyaçlarını ele almasına olanak tanıdığı için bu süreçte çok önemlidir. Ders saatinin %80'ine kendi konuşmalarıyla hakim olduğu bildirilen öğretmenler bu konuda birincil sorumluluğa sahiptir. Çoğunluğu ifade eden bu öğretmenler, öğrencileri için aktif katılım ve dil pratiği için fırsatlar yarattıklarından emin olmak için kendilerini izlemelidir.

Öğrenme sürecini günlük bir alışkanlık olarak teşvik etmek

Öğrenciler, dil becerilerini geliştirmek için dili sadece sınıf içinde değil, sınıf dışında da pratik yapmaları konusunda rehberliğe ihtiyaç duymaktadır. Dış etkenler, örneğin kaynaklara sınırlı erişim ve çevresel dikkat dağıtıcılar, öğrenme yeteneklerini önemli ölçüde engelleyebilir. Eğitime teknolojiyi entegre etmek ve öğrencileri sınıf ortamı dışında da öğrenmeye yönlendirmek şüphesiz değerli bir tavsiye olacaktır. Dil öğrenme uygulamaları ve özellikle sosyal medya, öğrencilere dili yaratıcı ve anlamlı yollarla kullanma imkanı sunarak, öğretmen veya akran desteğinin yetersizliğinden ve çevresel dikkat dağıtıcılardan kaynaklanan dışsal engelleri aşmada yardımcı olabilir.

Bir yabancı dili etkili kullanabilmek, örneğin müzakere yapmak, fikir belirtmek ve önerilerde bulunmak gibi alanlar, öğrencilerin sahip olduğu dil becerileri ile ihtiyaç duyulan arasında bir boşluk olduğu belirtilen alanlardır. Bu tür bir sonuç, daha iletişimsel ve görev odaklı dil öğretme yaklaşımlarına geçişi gerektirir ve öğrencilere bu becerileri sadece profesyonel değil, aynı zamanda akademik ve sosyal bağlamlarda da uygulama fırsatları sunar.

Dil yeterliliğinin faydaları konusunda öğrencilerin farkındalığını artırmak, onları da ilham verici bir şekilde motive edebilir. Eğitim müfredatını gerçek yaşam ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmek ve hem öğrenciler hem de öğretmenler için bunun arkasındaki mantık için farkındalığı artırmak, öğrencilerin kendi hedeflerini daha doğru bir şekilde belirlemelerine ve öğretmenlerinin onları gerçekçi beklentilerle yönlendirmelerine yardımcı olmak için hayati öneme sahiptir.

Motivasyonel öğrenme engellerini anlamak

&ܴdz;‘İlerleme kaydettiğimi hissetmedim’" ifadesi, katılımcıların daha yüksek bir yeterlilik elde etmelerini engelleyen engellerden biri olarak belirtildi ve bu durum, akran baskısı ve değişime direnç gibi içsel zorluklardan kaynaklanan duygusal bir öğrenme engelini vurgulamaktadır. Bu, öğrencilere öğrenme sürecinde ne kadar yol katettiklerini ve daha ne kadar ilerlemeleri gerektiğini fark etmelerine ve takdir etmelerine yardımcı olmanın bir diğer yönünü işaret eder. Ayrıca, motivasyonel engeller önemli bir rol oynar; çünkü bu engeller, öğrenme isteğinin ve merakının kaybolmasından kaynaklanan zorlukları yansıtır ve bu durum öğrencilerin derse katılmamalarına veya kursları reddetmelerine yol açabilir.Global Scale of English (GSE),öğrenici ilerlemesini takip etmek için kesin bir çerçeve sunarak ve özgüvenlerini artırarak duygusal ve motivasyonel engelleri aşmalarına yardımcı olan değerli bir araçtır.

Sonuç olarak, eğitimciler için çıkarımlar listesinin geliştirilebileceği doğru olsa da, en önemli öneri dil öğrenimi ve yeterliliği konusundaki algımızı yeniden değerlendirmekte yatmaktadır. Bu bakış açısındaki değişim, dil eğitimindeki tüm alanlar üzerinde, özellikle öğretim ve değerlendirme yöntemlerinde büyük bir etki yaratacaktır. Dil öğretiminin bu yeni anlayışını benimsemek, sadece dil eğitiminin etkinliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda öğrencileri gerçek dünya dil kullanımı ve etkileşimi için daha iyi hazırlayacak ve yaşam koşullarını iyileştirecektir.

Yazar hakkında

Prof. Dr. Belgin Elmas, TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Başkanı, Türkiye için app GSE Elçisidir. app tarafından geliştirilen Global Scale of English (GSE), İngilizce dil eğitimine katkıda bulunmayı amaçlamakta ve okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerindeki İngilizce seviyelerini ölçmeyi hedeflemektedir. GSE, öğrencilerin seviyelerine göre her beceride ne öğrenmeleri gerektiğini gösterir ve program ve materyal geliştiriciler, ölçüm ve değerlendirme uzmanları, öğrenciler ve öğretmenler için bir kılavuz niteliğindedir. Dünya çapında 50'den fazla ülkeden 6.000'den fazla akademisyen ve öğretmenin katkısıyla geliştirilen GSE, şimdi İngilizce dışında Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Almanca dillerinde de mevcuttur.

app, GSE'nin amacını küresel bir kitleye tanıtma çalışmalarını desteklemek için farklı ülkelerden elçiler seçmiştir. Elçiler, öğretmenlere ve öğrencilere rehberlik edecek ve GSE'yi kullanma deneyimlerini paylaşacaktır. Prof. Dr. Belgin Elmas, Türkiye'de uzun yıllardır GSE'yi desteklemiş olup, şimdi de resmi olarak GSE Türkiye elçisi olarak seçilmiştr.

app'dan daha fazla blog

  • A teacher stood next to a young students desk, the student sat at the desk is high fiving his teacher

    What is the app Smart Lesson Generator?

    By Thomas Gardner
    Okuma zamanı: 3 minutes

    How much of your valuable time is spent on planning and administrative tasks instead of teaching? While 93% of educators start their careers to positively impact students' lives, over 75% end up overwhelmed by these non-teaching duties. But we have a tool to help lighten the load.

    Introducing app Smart Lesson Generator– a fast, integrated and efficient solution to streamline lesson planning, allowing you to focus on teaching. Let’s explore the Smart Lesson Generator:

    Meet the new app Smart Lesson Generator

    The app Smart Lesson Generator allows you to create engaging and appropriate lesson plans in seconds. It is connected with app courses designed by experts and aligned with the Global Scale of English (GSE) to ensure effectiveness.

  • A group of students  hugging a teacher

    How to use praise to motivate your students

    By Joanna Wiseman
    Okuma zamanı: 3 minutes

    Praise in the classroom is a valuable resource that every teacher has in their toolbox.It can encourage struggling students and reward learners who have been studying diligently and working hard on their language skills.

    But not all types of praise have the same effect. Let’s take a look at different types of praise and how you can use it to boost your learners’ motivation andself-esteem.

    Different types of praise in the classroom

    There are three types of praise that teachers commonly engage in - but they’re not all equal and are not all desirable:

    • Personal praise: Here you praise a student for a specific ability or quality. For example, you might say something like,“You have a great memory for vocabulary”.
    • Effort-based praise: Thisis when you comment on a student’s efforts. For example, you could say,“I can see you tried really hard with this vocabulary homework – well done.”
    • Behavior-based praise:This type of praiseis where you comment on how a student is acting, an example would be,“You were really paying attention during the vocabulary lesson – good job.”

    So how – and when – should we use these types of praise in the classroom?

    Try not to praise ability

    The first type of praise – personal praise – should be avoided in the classroom.has shown that this type of praise doesn’t have a beneficial effect on motivation.

    In fact, praise for intelligence actually has a detrimental effect on student achievement. When students were praised for their intelligence, they tended to care more about their performance goals – the score they achieved on a test, for example. Learning goals, like mastering a new skill, became less important to them.

    Moreover, personal praise has been shown to undermine student resilience in the face of failure. Students showed less persistence when it came to challenging tasks and less enjoyment of the challenge. They also performed more poorly than children praised for effort.

    Furthermore, when you praise students for their ability, they also tend to see intelligence or aptitude as a fixed trait. However, students who are praised for effort are more likely to see ability as something they can improve on. This feeds into the development of a growth mindset vs a fixed mindset.It’s important toinstilla growth mindset in learners to enable them to reach their full potential.

    How to praise effort and behavior

    When it comes to praising effort and behavior, what’s the most effective way to do it? Here are some techniques to employ:

    1. Be specific

    General praise such as “Good job” isn’t nearly as effective as a comment that shows you’ve been paying attention to what the student is doing. A precise compliment will make a much bigger impact on a student, for example:“I was really impressed at how hard you concentrated during the listening exercise. Well done.”

    2. Give praise in the moment

    Immediate praise doesn’t need to be disruptive, but it shows students that you are paying attention and noticing good behavior and effort.

    3. Avoid comparisons with other students

    Instead of saying, “You got the best mark in the class – well done!” say something like,“You got a really high score in the reading test. Your hard work has really paid off this term.”

    4. Keep track of praise

    Before your class, choose three or four students you’re going to praise that day. That way, you can be sure that each and every student will benefit from the motivational power of effective classroom praise!

    5. Personalize your praise, depending on the student

    Young students enjoy being praised publicly, but shy students, older children and teenagers prefer positive feedback to be given quietly.

    Don’t overpraise and watch your positive bias

    It’s important to be sincere. Older children, especially adolescents, have an extremely low tolerance of insincerity. So, don’t be tempted to praise students too often, or too effusively – it can actually have a negative impact on your relationship with your whole class. Insincere praise can lead students to question your judgement.

    It’s also really important to be aware of your positive bias.that teachers consistently give students of color more positive feedback on their work. It’s done with good intentions, but it can actually be harmful. If you regularly overpraise students for minor achievements, it can imply that you have low expectations for these students. And, this can make your students feel like they might not be capable of fulfilling the high expectations that you should have of them.

    So, instead of overpraising, focus on giving specific, immediate praise to motivate your students, boost theirself-esteem and unlock their potential.

    Find out how tonurture creativity in your learnersand this post will tell you how topromote student happinessand wellbeing.

  • Coworkers talking together in an office by windows

    Unlocking economic potential with language learning

    By Samantha Ball
    Okuma zamanı: 5 minutes

    As demographic shifts and technological advancements reshape the global workforce, the gap between the skills people have and the skills they need continues to widen. This "skills chasm" is particularly evident in language learning, where traditional education systems often fail to keep pace with the demands of the modern economy.