Hedef belirleme sanatı

Ken Beatty
Bir iş kadını, post it notlarıyla dolu bir duvara bakıyor ve işaret ediyor

Okuma süresi: 4 dakika

Dr. Ken Beatty hedefleri tanımlar ve onları neden sabit hedeflerden ziyade açılacak kapılar olarak düşünmemiz gerektiğini açıklar.

Kapı olarak hedefler

En büyük oğlum Nathan, hayatının en büyük hedefine ulaşamadı: çöp kamyonu şoförü olmak. Şaşırtıcı değil - o zamanlar sadece dört yaşındaydı. Çöp kamyonlarının bazen kötü koktuğunu fark ettiğinde hırsı muhtemelen çözüldü. Ondan önce, onları çoğunlukla apartman penceremizin güvenliğinden gözlemlemişti.

Çoğu insanda olduğu gibi, hedefleri değişti. Uluslararası ekonomi alanında eğitimini tamamlayarak, kendisi bir tane kurana kadar teknoloji girişimlerinde çalışmayı umuyor. Ya da belki değil. Hedefler gelişir.

Araştırmacılar ve öğretmenler, hedeflerin genel eğitim ve dil öğreniminde hayati önem taşıyan motivasyonlar olduğunu onlarca yıldır biliyorlar. Hattie (2009), 800+ çalışmayı inceledikten sonra, öğrenci başarısını artırmak için en güçlü öğretim müdahaleleri arasında hedefleri belirledi.

Temel mesaj, hedeflerin iyi olduğudur. Bununla birlikte, diğer araştırmacılar (Rowe, Mazzotti, Ingram, & Lee, 2017), öğretmenlerin bunları derslere yerleştirmekte zorlandıklarını öne sürüyorlar.

Sorunun bir kısmı, hedefleri görselleÅŸtirmenin bir yolunu bulmak olabilir. Hedefler genellikle ´Ç°ìç³Ü±ô³Ü°ì hedefleri veya futbol aÄŸları olarak resmedilir, ancak daha kullanışlı bir metafor bir °ì²¹±èı»åı°ù. Bir hedefimiz olduÄŸunda, sanki bir odaymış gibi, hedefe girene kadar onu tam olarak anlayamayabiliriz, kaçınılmaz olarak baÅŸka yönlere açılan diÄŸer kapıların seçeneklerini bulabiliriz.

Hedeflerin nereden geldiÄŸini anlamak

Öğrencilerimiz için hedefler belirlemeye başlamadan önce, bir dereceye kadar öz farkındalığa sahip olmamız ve kendi tutum ve fikirlerimizin nereden geldiğini anlamamız önemlidir.

Öğretmenler olarak, bize en çok ilham veren insanlara benzeme eğilimindeyiz. Kendi öğretmenlerimiz, iyi ya da kötü, öğretme ve dil öğrenme hedeflerine yönelik tutumlarımızı şekillendirir.

En sevdiğin öğretmen kimdi? Benim durumumda, tüm zamanların en sevdiğim öğretmeni, 1970 yılında bana 7. sınıfı öğreten ve emekli olmak üzere olan Bay Chiga'ydı. O bir Rönesans adamıydı. Kısa ve sert, puro gibi parmaklarıyla, ara sıra bizi oyun alanından iki kat merdivenle sınıfımıza götürürdü... elleri üzerinde yürüyor. Yine de aynı eller keman yapma hobisi için yeterince hassastı, bu gerçeği ancak daha sonra öğrendim, çünkü benden farklı olarak Bay Chiga mütevazıydı.

Bay Chiga edebiyatı severdi ve bizi hiç terk etmeyen bir ²Ô±ðÅŸ±ð duygusuyla bize Yunan ve Roma tarihini öğretti. Onun eÄŸitim hedeflerinin benimki için mükemmel bir temel olacağı düşünülebilir. Belki. Ancak zaman çizelgesinde hızlı bir kontrol, 1970'te emekli olmak üzereyse, muhtemelen 1905'te doÄŸduÄŸunu ve muhtemelen 1925 civarında öğretmen kolejinden mezun olduÄŸunu gösteriyor.

Doktoram bilgisayar destekli dil öğrenimi alanında olmasına rağmen, en sevdiğim öğretmenimin kariyerine televizyonun icadından iki yıl önce başlaması ve dahası tüm öğretmenlerinin 1800'lerde doğmuş olması ironik.

Kısa bir noktaya değinmek uzun bir hikaye: öğretmenler olarak, öğretme ve öğrenme hedeflerimizin nereden geldiğini düşünmeli ve onları sorgulamalıyız. En sevmediğimiz öğretmenlerimizin yaptığı şeylerden de kaçınmamız gerekiyor.

Hedef belirleme

Öğrencilerimiz için belirlediğimiz hedefler bazen çok mu düşük? Şüphe -siz.

11. sınıf öğrencisi olarak hayattaki tek amacım iki yıllık bir fotoğraf teknisyenliği kursu almaktı. Danışmanım, yeterince akademik olmadığımı söyleyerek cesaretimi kırdı ve bunun yerine odun fabrikasında bir iş önerdi. Bir anlamda bir kapıyı kapattı.

Başka bir favori öğretmen olan Bay Ferguson'un beni altı hafta boyunca okuldan sonra sabırla tuttuğu, bana nasıl kompozisyon yazacağımı ve buna bağlı olarak nasıl düşüneceğimi öğrettiği okulları değiştirdim. Üniversite eğitiminin motivasyonunu benden önce sarkıttı ve beni oraya doğru yola koydu. Ve bu açılan bir kapıydı.

Peki buradan çıkarılacak ders nedir? Hedeflerin nereden geldiğini bilmenin ötesinde, hedef belirlemenin gücünün ve belirli bir öğrencinin yaşam yörüngesini nasıl büyük ölçüde değiştirebileceğinin de farkında olmamız gerekir.

Kapıları açmak yerine kapatmak genellikle büyümeyi engeller ve olasılıkları sınırlar. Hatta öğrencilerin kendileri hakkında doğru olmayan yaşam boyu sürecek varsayımlar oluşturmalarına bile yol açabilir - "Matematikte iyi değilim", "Bağımsız seyahat için uygun değilim" vb. Bununla birlikte, kapıları açmak, öğrencilerimize hayata tamamen yeni bakış açıları getirebilir.

Hedeflerin deÄŸiÅŸmesini beklemek

Hedefleri değiştirmek söz konusu olduğunda, daha iyi bir benlik duygusu oluşturmak da dahil olmak üzere dikkate alınması gereken bir dizi faktör vardır. Pek çok hırsla başlayabiliriz, ancak kendimizi beceri setlerimizin gerçeklerine göre ölçer ve hedeflerimizi değiştiririz.

Örneğin, İngilizce öğrenmede çok başarılı olan bir öğrencinin, bunu gerektiren kariyerleri düşünme olasılığı daha yüksektir. Öğretmenlerin de yön verme olasılığı daha yüksektir: "Çok iyi yazıyorsun. Gazetecilik alanında kariyer yapmayı düşündünüz mü?"

Today, sayısız iş ikinci bir dil gerektirir veya iki veya daha fazla dil konuşan öğrenciler için daha iyi tanıtım fırsatları sağlar. Yine de, istihdam fırsatlarına yönelik öğrenciler, belirli işler radarlarında değilse, ikinci bir dil öğrenmenin uzun vadeli avantajlarını anlamakta zorluk çekebilirler.

Bu iki soruya yol açar:

  • Öğrencilerin kendileri için hangi hedefleri belirlemelerine yardımcı olmalıyız?
  • Ve öğretmenler onları nasıl önermeli?

Birçok hedef, mesleğimizi yöneten eğitim standartlarına dayanmaktadır. Özellikle Global Scale of English (GSE), hem ders kitabı yazarlarına hem de öğretmenlere dil hedeflerini belirlemede yardımcı olur ve öğretmenlere bu hedeflere ulaşmak için ayrıntılı adımlar sağlar.

Ancak bu standartların ötesinde, öğretmenlerin dil öğrenenlerle paylaÅŸtığı iki sihirli bileÅŸen vardır: ²Ô±ðÅŸ±ð ve motivasyon.

Öğretmenler, örnek olarak öğrenmenin sevincini yayar, dil öğrenimini ilgi çekici ve zevkli hale getirir. Öğretmenler ayrıca öğrencileri kişisel hedeflerini belirlemelerine yardımcı olarak motive eder ve onlara dil yeterliliğinin sadece genel olarak değerli değil, belki de gelecekteki başarının anahtarı olduğuna dair nedenler sunar.

Hatta çöp kamyonu şoförlüğü işine bile yol açabilir.

µþ²¹ÅŸ±¹³Ü°ù³Ü

Hattie, J. A. (2009).ÌýGörünür Öğrenme: BaÅŸarıya İliÅŸkin 800'den Fazla Meta-Analizin Sentezi.ÌýNew York: Routledge

Rowe, D.A, Mazzotti, V.L., Ingram, A., & Lee, S. (2017). Risk Altındaki Öğrenciler için Hedef Belirleme Öğretiminin Akademik Katılım Üzerindeki Etkileri.Ìýİstisnai Bireyler için Kariyer GeliÅŸimi ve GeçiÅŸ.Ìý40(1), 25–35.

ÃÛÌÒapp'dan daha fazla blog

  • Woman working in front of a laptop writing something down and smiling

    Learning a language while working full-time

    By
    Okuma zamanı: 4 minutes

    Mastering a new language can be a game-changer for your career. Whether it's for expanding your professional network, exploring new job opportunities, or simply enhancing your cognitive skills, learning a language is an invaluable investment. But how can you juggle language learning with a demanding full-time job? Here are some practical tips designed for busy professionals.

    1. Set clear goals

    Before you start, it's crucial to set clear, achievable goals. Whether you aim to hold basic conversations, read professional documents, or become fluent, having a specific target will keep you motivated and focused.

    2. Integrate learning into your daily routine

    Finding time to study can be challenging, but integrating language learning into your daily routine can make it more manageable:

    • Commute time: Use your commute to listen to language podcasts or audiobooks.
    • Lunch breaks: Dedicate 15-20 minutes of your lunch break to review vocabulary or grammar.
    • Evening wind-down: Spend 10 minutes before bed practicing speaking or writing.

    3. Use online resources

    Modern technology provides a plethora of tools to help you learn a new language without disrupting your schedule:

    • Language learning apps: Apps like Mondly by ÃÛÌÒapp allow you to practice during your commute or lunch break.
    • Podcasts and audiobooks: Listen to language lessons during your commute or workout.
    • Online courses:Ìý Many websites offer structured courses that you can complete at your own pace.

    4. Stay motivated

    Staying motivated is crucial to your success. Celebrate your progress, no matter how small, and remind yourself of the benefits of being multilingual:

    • Track your progress: Keep a journal of your language learning milestones and achievements.
    • Find a study buddy: Partner with a colleague or friend who is also learning the language to keep each other accountable.
    • Reward yourself: Treat yourself when you reach your language learning goals.

    5. Explore company resources

    Some companies offer resources or discounted access for learning. It's always worthwhile to check if your employer provides:

    • Language classes: On-site or online language classes.
    • Learning platforms: Subscriptions to language learning platforms.
    • Education reimbursement: Financial assistance for language courses as part of professional development.

    6. Use your work environment

    If your workplace has international colleagues, take advantage of this opportunity to practice. Try to speak with them in their first language or ask for help with pronunciation and vocabulary. Not only will this provide real-world practice, but it will also strengthen your professional relationships.

    7. Be consistent and patient

    Consistency is key when learning a new language:

    • Daily practice: Even 10-15 minutes a day can lead to significant progress over time.
    • Patience: Language learning is a gradual process. Celebrate small milestones and remain patient with your progress.

    Balancing a full-time job with language learning is no small feat, but it's entirely possible with the right strategies. By setting clear goals, integrating learning into your routine, leveraging technology, practicing consistently, engaging with native speakers, making learning fun and staying motivated, you can achieve fluency without sacrificing your professional responsibilities. Ready to start your language learning journey? Take the first step today and open a world of new opportunities.

  • A woman sat outside in a forest relaxing with her eyes closed

    10 tips for student wellbeing at back to school time

    By Donatella Fitzgerald MBE
    Okuma zamanı: 5 minutes

    Donatella Fitzgerald is a teacher, teacher trainer, and trained to teach the MISP Mindfulness in Schools Project (from pre-school to teens) and has completed Module 1 on the Teacher Training Pathway with the Mindfulness Network in collaboration with Bangor University. Her specialist interest areas are Extensive Reading Projects, CLIL, Citizenship, Mindfulness, Plurilingualism and Artificial Intelligence in Education. ÌýIn her current role as ELL Consultant at ÃÛÌÒapp in Italy she works with teachers and students every day to find solutions to help them achieve their teaching and learning goals. In 2024, she was awarded an MBE (Member of the British Empire) in the King’s Birthday Honours List for Services to English Education and Youth Engagement.

    The first weeks back at school after a break can be both exciting and overwhelming. It’s a time of new beginnings, fresh challenges, and opportunities for growth. Prioritizing wellbeing during this period is crucial for a smooth transition and long-term success. Students may be feeling anxious and unsettled due to starting a new school year, or even a new school. In today's fast-paced academic environment, maintaining mental, emotional, and physical health is more crucial than ever. Here are some tips to help your students stay balanced and thrive throughout the school year.

  • A man looking at a openlaptop with a pen in hand, smiling at the laptop

    7 myths about learning a new language debunked

    By
    Okuma zamanı: 3 minutes

    Learning a new language can be an incredibly rewarding experience, opening doors to new cultures, enhancing career opportunities and providing cognitive benefits. However, many myths about language learning can discourage potential learners or lead them astray. Today, we're debunking seven common language learning myths to help you on your linguistic journey.

    Myth 1: "You need to start young to be fluent"

    Truth:

    It's never too late to learn a new language. While children may pick up accents and intonation more easily, adults often have the advantage of better-developed cognitive skills and life experiences that can aid in understanding complex grammar and vocabulary. Numerous studies have shown that adults can achieve fluency with dedication and the right learning strategies.

    Myth 2: "You have to live in a country to learn the language"

    Truth:

    Thanks to technology, you can immerse yourself in a new language without leaving your home. Tools like language learning apps, online courses, virtual tutors and even social media can provide ample opportunities for practice and immersion. Living in a country where the language is spoken can be beneficial, but it is not a necessity.

    Myth 3: "You must be naturally gifted to learn languages"

    Truth:

    Language learning is less about innate talent and more about consistent practice and effective methods. Anyone can learn a new language with the right mindset and resources. Persistence, motivation and using varied learning techniques can significantly enhance your ability to learn.

    Myth 4: "It's all about memorizing vocabulary"

    Truth:

    While vocabulary is essential, language learning involves much more than rote memorization. Understanding grammar, practicing speaking and listening, and getting a feel for cultural nuances are equally important. Engaging in conversations, reading and writing in the language can make the learning process more holistic and enjoyable.

    Myth 5: "You can't learn multiple languages at once"

    Truth:

    Learning multiple languages simultaneously is possible, though it does require careful planning and organization. The key is to manage your time effectively and ensure that you are not overwhelming yourself. Using different methods and tools for each language can help keep them distinct in your mind.

    Myth 6: "Watching movies and listening to music doesn't count as learning"

    Truth:

    Consuming media in your target language can be an excellent way to improve your listening skills and cultural understanding. Movies, TV shows, music and podcasts expose you to natural language usage, slang and colloquial expressions that textbooks may not cover. It's a fun and engaging complementary method to more formal study.

    Myth 7: "If you can't speak perfectly, don't try"

    Truth:

    Perfectionism can be a significant barrier to language learning. Making mistakes is a natural part of the learning process. The more you practice speaking, the more confident and proficient you'll become. Focus on communication rather than perfection, and don't be afraid to make errors—they're your stepping stones to fluency.

    Conclusion

    By debunking these myths, we hope to encourage more people to take up the challenge of learning a new language. Remember, the most important factors are consistency, practice and a willingness to learn from mistakes.

    Ready to tackle a new language? Start today and immerse yourself in the endless possibilities that come with being multilingual. Explore the benefits with our post, 'Being bilingual can help keep your brain in good condition'.