Sınıfta yaratıcılığı beslemek için 3 etkinlik

ÃÛÌÒapp Languages
Bloklar ve oyuncaklarla oynayan küçük çocukların kollarının tepeden çekimi

İnsanları yaratıcı potansiyellerini kullanmaktan alıkoyan nedir? Olumsuz geçmiş deneyimlerden kendimizi görme şeklimize kadar, kaç yaşında olursak olalım bizi geride tutabilecek birçok şey var. Öğretmenler olarak, her bireyin içsel, dışsal veya hayali yaratıcı engellerinin ne olduğunu bulmasına yardımcı olmak bizim işimizdir.

Bu nedenle sınıflarımızın, duygusal güvenliği beslediğimiz ve hataları memnuniyetle karşıladığımız yerler haline gelmesi gerekir. Bu nedenle, öğrenmenin bir parçası olarak başarısızlığı teşvik eden bir kültürü teşvik etmeliyiz.

İşte ilkokulda yaratıcılığı beslemeye yardımcı olacak üç aktivite.

Birinci aktivite: Tüm benliğim

Bu aktivitede öğrenciler, vücutlarının gerçek boyutlu bir çizimini kullanarak kendilerini kelimeler ve resimlerle ifade ederler. Bunun amacı, duygu ve fikirlerini paylaşmalarına yardımcı olmaktır. Küçük bir uyarlamayla, gençler ve genç öğrenciler için de işe yarayabilir.
Dersten önce, her öğrenci için yeterli karton veya kağıdınız olduğundan emin olun. Her parçanın yaklaşık 2 m uzunluğunda olması gerekecektir. Kağıt kullanıyorsanız, daha sonra her öğrenciye dağıtmak için tüplere yuvarlayın.

Sınıfta, her öğrenciye kağıt/karton dağıtın. Kağıda kendilerinin gerçek boyutlu bir taslağını çizmelerini söyleyin. Çevrimiçi çalışan öğrenciler, paylaştığınız taslağı büyük bir kağıda kopyalayabilir. Ellerinde kağıt yoksa bunu defterlerinde yapabilirler.

Gençlik sınıflarında

Öğrencilere yaratıcılıklarını kullanmakta özgür olduklarını söyleyin. İstedikleri gibi çizmeli, yazmalı ve kendilerini ifade etmelidirler. Fikir bulmakta zorlanırlarsa, onlara sorun:

  • Nasıl hissediyorsun?
  • Hedefleriniz neler?
  • Ne için endiÅŸeleniyorsun?
  • Nelerden hoÅŸlanırsın?
  • Neyi dört gözle bekliyorsun?

Soruların öğrencilerinizin yaşına ve İngilizcedüzeyine göre uyarlanması gerektiğini unutmayın.

Etkinlik sırasında öğrencileriniz renkleri, çıkartmaları, dergileri ve akıllarından ve kalplerinden geçenleri ifade etmelerine yardımcı olacak her şeyi kullanabilir.

Bu aktivitenin ilkokul sınıflarında kullanılmasıyla ilgili bir not

İlkokulyaşındaki öğrencilerin daha fazla desteğe ihtiyacı olacak. İşte bazı örnek talimatlar:

  • SaÄŸ elinize, hayal kırıklığına uÄŸradığınızda ne yaptığınızı yazın.
  • SaÄŸ ayağınızla en sevdiÄŸiniz ÅŸarkıyı yazın.
  • Sol bacağınıza, iyi tavsiye aldığınız kiÅŸinin adını yazın.
  • SaÄŸ kolunuza sizi neyin mutlu ettiÄŸini yazın.
  • Sol elinize en büyük hayalinizi yazın.
  • Sol ayağınıza hangi çizgi film karakteri olmak istediÄŸinizi yazın.
  • Sol bacağınıza, boÅŸ zamanlarınızda ne yapmaktan hoÅŸlandığınızı yazın.
  • Sol kolunuza en çok deÄŸer verdiÄŸiniz ÅŸeyleri yazın.
  • Karnınıza en sevdiÄŸiniz yemeÄŸi yazın.

Daha sonra, öğrenciler siluetlerine neleri dahil ettiklerini sınıfın geri kalanına açıklamalıdır. Öğrencileri birbirlerine saygılı sorular sormaya teşvik edin.

İkinci etkinlik: Kutudaki mesaj

Bu etkinliğin amacı, öğrencilerin fikirlerini, düşüncelerini ve duygularını düzenli olarak paylaşabilecekleri bir rutin oluşturmaktır.

Öğrencilerin sınıfa eski bir kutu getirmelerini sağlayın (herhangi bir türden). Kutularını dekoratif kağıt, keçeli kalem, boya kalemi, çıkartma vb. ile kişiselleştirmeye teşvik edin.

Öğrencilere bir fikir, duygu, düşünce veya soru yazmalarını söyleyin. Görevin karmaşıklığı, öğrettiğiniz sınıfa ve İngilizceseviyelerine bağlı olacaktır. Konu fikirleri şunları içerir:

  • Bugün ne için minnettarsın?
  • Bugün nasıl hissediyorsun?
  • Ne istiyorsun?
  • Kızgın olduÄŸunda ne yaparsın?
  • Kendinle ilgili en çok neyi seviyorsun?

Öğrencilerinizin cevaplarını yazmalarını ve kutuya koymalarını sağlayın. Herkes bitirdiğinde, sırayla rastgele bir kağıt parçası seçmeli ve gruba yüksek sesle okumalıdır.

Bu aktiviteyi sınıfa "Grup olarak ortak noktalarımız nelerdir?" diye sorarak tamamlayın. Bu şekilde öğrenciler, herkesin benzer endişeleri ve hayalleri olduğunu görecekler ve umarım gelecekteki derslerde duyguları hakkında konuşmaya daha istekli olacaklardır.

Kutuyu güvenli bir yerde saklayın ve aktiviteyi yaptıklarından bu yana insanların düşünce ve duygularının değişip değişmediğini görmek için bir ay sonra notları gözden geçirin.

Üçüncü etkinlik: Etkinlik hikaye panosu

İdeal sınıf ortamı, öğrencilerin kendilerini zorlanmış hissettikleri, ancak bunalmadıkları bir ortamdır. Bu aktivitenin amacı, öğrencilerin günlük öğrenmelerinde karşılaştıkları zorluklar üzerinde düşünmelerini ve gelişmek için ne yapmaları gerektiğini düşünmelerini sağlamaktır.

Boş bir kağıda, öğrencilerden altı kutu oluşturmak için iki dikey çizgi ve bir yatay çizgi çizmelerini isteyin. Her kutuyu 1'den 6'ya kadar numaralandırmalıdırlar. Öğrenciler daha sonra altı numaralı kutuya bir meydan okuma veya hedef yazmalıdır. Örneğin, çalışma alışkanlıkları, okuma becerileri, ödev yapma, sınav sonuçlarında daha iyi olma vb. gibi geliştirmek isteyecekleri bir şey olmalıdır. Ardından, hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için yapabilecekleri beş şeyi düşünmeye teşvik edin ve bunları 1-5 arasındaki kutulara yazın.

  1. Her gün en az iki paragraf okuyun
  2. Ana fikir olduğunu düşündüğüm şeyi kağıda çizin.
  3. Anlamadığım kelimelerin anlamlarına bakın.
  4. Her hafta okuduğum paragraf sayısını artırmaya çalışın.
  5. İyileşip gelişmediğimi görmek için aylık bir ilerleme çizelgesi yapın. Değilse, başka bir strateji üzerinde çalışmam gerekiyor.
  6. ´¡³¾²¹³¦Ä±³¾: Ör. OkuduÄŸunu anlama sınavlarında daha iyi olun.

Öğrencilere desteğinizi ve yapıcı geri bildiriminizi sağlayın. Hedeflerini sınıfın geri kalanıyla paylaşmalarını sağlayın ve birkaç haftada bir nasıl olduklarını kontrol edin.
Fikirlerini ve iyileştirme çabalarını övmeyi unutmayın. Öğrenciler, öğretmenlerinin başarılarına yatırım yaptıklarını hissettiklerinde daha motive olurlar.

ÃÛÌÒapp'dan daha fazla blog

  • A professional man sits at a desk, writing notes with a laptop open in front of him.

    Grammar 101: insider tips and tricks to instantly improve your writing (part 2)

    By
    Okuma zamanı: 5 minutes

    As a proofreader and editor, I'm often asked to explain the rules of grammar. I answered three of the most common questions in the first post of this series, and now it's time to look at another frequent query: how to use apostrophes.ÌýWhere do they go? When are they needed? And when should they be left out entirely?

    Apostrophes might be small but they can cause big confusion because they are used both to indicate posession and to contract words. But the good news is that there are clear, simple patterns to follow, which we'll explore, along with exceptions to watch out for.ÌýWhether you’re writing a report or just a text message, these tips will help you use apostrophes correctly and confidently.

  • College students sitting together working on a project

    Five ways to apply startup thinking in your classroom

    By Nicole Kyriacou
    Okuma zamanı: 3 minutes

    Startups are generally considered to be new, technology-focused companies that are less than five years old. For the most part, they aim to disrupt industry with innovations, grow in terms of users and revenues and provide value to customers and shareholders.

    It may not appear that startups have much in common with English Language Teaching (ELT), but there is, in fact, plenty to learn from startups and the way they work.

    By understanding how startups think and looking at their best attributes, we can bring more creativity to our classrooms. Not only can we find new ways for our students to learn, collaborate and grow together, but we can also help our students develop much-needed leadership and critical thinking skills.

    What is startup thinking?

    At its core, startup thinking is about problem-solving and growth. User-focused and data-driven, startup teams theorize, research, plan and test their products on new markets. Their strength is in their agility, being able to "pivot" quickly: change products, services and technology based on feedback from their customers.

    They also operate on a number of key principles, all of which can be applied in the classroom:

    1. Be entrepreneurial

    Startups are entrepreneurial by definition. Their staff work in teams, but also have no problem going it alone, finding solutions and taking responsibility for new projects and initiatives. These are all excellent traits to encourage in the classroom as they will not only help your learners in an educational context, but in their professional lives too.

    By learning to be accountable to themselves, measuring their own progress and seeing their achievements, autonomous learners develop self-confidence and progress faster as a result.

    It’s therefore important to encourage students to take responsibility for their own learning. Rather than being solely reliant on their teacher, autonomous learners seek out ways to practice and improve their language skills in ways that appeal to them.

    To do this, brainstorm strategies with your students to help them find ways to use English outside the classroom. They could, for example, keep a journal in English, watch English language films and take notes, read short stories or news articles, or even set their technology and social media language settings to English.

    2. Collaborate and learn from each other

    Startups have a common goal: to establish a business model and achieve a product-market fit. This goal focuses people’s attention and develops rapport among team members. As an additional benefit of working together, startuppers learn their own strengths and weaknesses and begin to collaborate with team members with complementary skills.

    By learning about your students’ interests, objectives and needs, you can find inspiration to design relevant class projects. These give your students a common goal and the chance to collaborate effectively. What’s more, project work is rich in language learning opportunities and makes students accountable to one another. This in turn increases motivation and provides a genuine context for language learning.

    3. Reward effort

    Startups are not afraid to get things wrong. In fact, all entrepreneurs embrace mistakes, as they are part of coming to the right solution. As Thomas Edison once said "I have not failed 10,000 times – I’ve successfully found 10,000 ways that will not work." ÌýSome startups go as far as to reward and celebrate failure – saying that it’s a sign that a person is trying to succeed.

    Encourage students to see mistakes as learning opportunities. Creating a safe space in the classroom where everyone is treated with respect and mistakes are viewed as natural learning experiences. This will help your students learn the language at their own pace, without fear of ridicule.

    4. Foster a growth mindset

    Startups are famous for focusing on growth and believing in improving their products. They see both negative and positive feedback as opportunities to grow. By always seeking to optimize their products and services, they improve the user experience and earn loyalty.

    Similarly, it’s key to foster a growth mindset in your learners. ÌýA growth mindset perceives intelligence and ability as attributes to be developed, whereas a fixed mindset sees intelligence and ability as innate and unchanging.

    Students with a growth mindset will therefore believe they can improve, be more motivated and see more progress as a result.

    5. Mentor and support

    Startup founders mentor and support their team members when they face challenges, when they need to grow and when they are not reaching their potential. This increases the value of the workforce and enables them to be more productive.

    Teachers are often already naturals at this. We know how important it is to offer support to our students, especially when they are feeling frustrated or disappointed with their progress. With our encouragement and support, our students can achieve things they never thought possible. So perhaps, in this final point, startup leaders could learn a thing or two from us.

  • Children sat in a classroom with raised hands, their teacher stands at the front of the class

    GSE Partner School Program: Batari School and Maitreyawira School

    By Thomas Gardner
    Okuma zamanı: 4 minutes

    The Global Scale of English (GSE) Partner School program by ÃÛÌÒapp stands as a beacon of innovation and excellence. This initiative is not just about enhancing English language ability: it's about transforming the educational journey for both teachers and students. Today, we celebrate the success stories of two institutions: Batari School and Maitreyawira School, both of which have embraced the GSE Partner School program with inspiring results.